Kara deliklerin garip özelliklerinin en ünlüsü içine düşen hiçbirşeyin, ışığın bile bir daha kaçamaması olsa gerek. Daha az bilinen fak...
Kara deliklerin garip özelliklerinin en ünlüsü içine düşen hiçbirşeyin, ışığın bile bir daha kaçamaması olsa gerek. Daha az bilinen fakat bir o kadar garip olan özellikleri ise kara deliklerin gelecekte olacakları “biliyor” gibi görünmesidir. Bu tuhaf özellik aslında kara deliklerin tanımlanma biçiminden kaynaklanır ve bu nedenle bazı fizikçiler alternatif tanımlar yapmayı denemişlerdir.

“Kara delik olay ufkunun sözde nihai olan açıklaması, fizikçilerin olay ufkunu tanımlama biçimlerinin bir kalıntısıdır. Olay ufku sonsuz gecikmiş zamana göre tanımlanır, dolayısıyla tanımsal olarak evrenin tüm yazgısını bilir”. Engelhardt şöyle devam ediyor: “Genel görelilikte, kara deliğin olay ufku sonlu zaman içindeki fiziksel bir gözlemci tarafından gözlemlenemez. Ayrıca kara deliklerin sonsuz geleceği bilmesi gibi bir anlayış da yoktur. Bu sadece kara delikleri tanımlamanın işe yarar bir yoludur.”
Engelhardt’ın açıkladığı üzere, holografik ekranların bu denli ilginç olmasının nedenlerinden biri daha yerel özelliklerle tanımlanmaları ve sonsuz geleceğe ilişkin bilgiye ihtiyaç duymamalarıdır. “Holografik ekran benzeri nesneleri ilginç kılan özelliklerden biri bu. Tanımlanış biçimleri itibariyle acayip özelliklerden muzdarip olmuyorlar,” diye açıklıyor.
Fizikçiler yayımladıkları makalede, bir holografik ekranın alanının hangi yönde arttığını söyleyen yeni bir alan yasasında söz ediyor. Bu da ekranın “gelecek holografik ekranı” mı, yoksa “geçmiş holografik ekranı” mı olduğuna bağlı oluyor. Bilimcilerin yaptığı açıklamaya göre bu iki ekran, farklı türdeki kütleçekim alanlarına karşılık geliyorlar.
“Holografik ekranlar bir anlamda güçlü kütleçekim alanlarının yerel sınır bölgeleri oluyor. Gelecek holografik ekranları, maddeyi birbirine çeken kütleçekim alanlarına (örneğin kara delik, büyük çöküş [İng. big crunch]) karşılık gelirken, geçmiş holografik ekranları ise maddeyi birbirinden uzaklaştıran bölgelere (örneğin büyük patlama, beyaz delik) tekabül ediyor,” diye anlatıyor Engelhardt.

Gelecek ve geçmiş holografik ekranlarının alanları farklı yönlerde artış gösterdiğinden, bu iki tip ekran için zamanın yönü farklı oluyor. Geçmiş ekranlarında, zaman ileri akıyor. Bizimki gibi genişleyen evrenler, geçmiş holografik ekranlar içeriyor. Biz de doğal olarak termodinamik zamanı ileri akar biçimde algılıyoruz. Gelecek holografik ekranlarında ise tersine zaman geriye doğru akıyor. Bir anlamda, kara deliklerin içinde ve çökmekte olan evrenlerde termodinamik zamanın geriye doğru aktığı gibi tuhaf bir sonuç çıkıyor bu yorumdan.

Yeni alan yasasının kuantum etkilerinin varlığı durumunda geçerli olup olmayacağı da Bousso ve Engelhardt’ın önümüzdeki günlerde üzerine yoğunlaşacakları konu. “Alan yasamız kuantum etkilerinin yokluğu durumunda geçerli oluyor. İleride belli kuantum etkilerinin varlığı durumunda da geçerliliğini koruyacak daha genel bir yasanın ispatını yapmayı umuyoruz,” diyor Engelhardt.
Yorumlar