Bu sorunun cevabı aslında düşündüğünüz kadar basit değil. Dünya’nın 24 saatlik kendi etrafında dönüşü süresince, yalnızca Güneş’e bakan...
Bu sorunun cevabı aslında düşündüğünüz kadar basit
değil. Dünya’nın 24 saatlik kendi etrafında dönüşü süresince, yalnızca Güneş’e
bakan taraflarının aydınlık olması ve diğer bölgelerine Güneş ışınlarının
ulaşamaması aklınıza ilk açıklama olarak gelmiş olabilir. Fakat, gece
karanlığında kimilerini parlak kimilerini daha az parlak olarak gördüğümüz yıldızlar ne
olacak? Yalnızca içerisinde yaşadığımız galaksinin 200 milyardan fazla
yıldızbarındırdığı düşünülüyor ve görünür evrende kaba hesapla 170
milyardan fazla galaksi olduğu düşünülüyor.
Hayal etmenin zor olmasının ötesinde, evrenin sınırsız
olduğu ile ilgili düşünce, aslında gökyüzünde baktığımız her yerde yıldız
görmemizin bir açıklaması değil. Çünkü, bir orman içerisinde olduğunuzu
düşünün, size yakın olan ağaçların arkasındaki ağaçları göremiyor olmanız
oldukça makül. Fakat, eğer durum böyleyse bile, gökyüzünün yine de ışık ile
kaplı olması gerekirdi. Bu problem, gökbilimcilerin de kafasını uzunca bir süre
meşgul etmiş veOlbers Paradoksu’nun ortaya çıkmasına sebep olmuş. Paradoks
da kelime anlamı olarak kendi kendi ile çelişiyor görünen durumdur.

Şimdi ise, gökbilimciler evrenin sonsuz olmadığının farkındalar.
Sonlu bir evren, trilyonlarca yıldızı içerisinde barındırıyor olsa bile, yine
de bu yıldızların ışığıyla bütün evren aydınlanamıyor olabilir.
Sonlu evren fikri Dünya’dan baktığımızda gökyüzünün neden
karanlık olduğunu açıklıyor gibi görünse de, gökyüzünü daha da karanlık yapan faktörler
mevcut.
Evren yalnızca boyut olarak sonlu değil, aynı zamanda
evrenin bir yaşı da var. Evren yaklaşık olarak 13.8 milyar yıl önce, Big
Bang olarak adlandırılan fantastik bir patlama ile doğdu. Tek bir noktadan
doğan evren, doğduğu andan beri genişlemeye devam ediyor.
Doppler Etkisi
Gece gökyüzünün neden karanlık olduğunun açıklanabilmesi
için Doppler etkisinin göz önünde bulundurmak gerekli.
Edwin Hubble’ın 1929’da keşfettiğine göre; uzaktaki
galaksiler ve yıldızlar, bizden uzağa doğru hareket halindeler. Ayrıca
yine Hubble’ın keşfine göre, en uzakta bulunan galaksiler ve yıldızlar, bizden
en hızlı uzaklaşanlar. Ve bu etki, yıldızları ve galaksileri nasıl gördüğümüzü
etkiliyor. Bizden hızla uzaklaşan galaksilerin olduğu mesafeden gelen ışık,
Doppler etkisinden dolayı uzun dalga boylarına kayıyor. Bu durumdaki
ışık, görülebilen dalga boyundan, insan gözüyle görülemeyen kızıl ötesi ve
radyo dalgalarının dalga boyuna geçiyor. Bu haliyle düşünüldüğünde
karanlık gökyüzü, aslında evrenin genişlediğinin doğrudan kanıtı konumunda.
Yani, uzakta bulunan yıldızlardan gelen ışık güçsüzleşiyor. Çünkü, evren
genişlemeye devam ediyor.
Eğer Big Bang için bir kanıta ihtiyaç duyuyorsanız, Hubble
Teleskopuna ya da Büyük Hadron Çarpıştırıcısına ihtiyacınız yok. Yanızca çıplak
gözle gökyüzüne bakmanız yeterli.


Yorumlar