Yeni nesil akıllı telefonların bataryaları ile ilgili, neredeyse bütün kullanıcıların yaşadığı bir sorun var: şarj süresi. Akıllı telefo...
Yeni nesil akıllı telefonların bataryaları ile ilgili,
neredeyse bütün kullanıcıların yaşadığı bir sorun var: şarj süresi. Akıllı
telefonların bataryalarının, birgün mutlaka verimliliğini kaybedeceği aşikar.
Fakat, iş o noktaya gelmeden önce, telefonun bataryasını en iyi şekilde
kullanmanın da birkaç yöntemi var.
Tabii ki, yeni bir batarya almayı ya da kendi bataryası olan
taşınabilir şarj cihazlarını kullanmayı bir seçenek olarak görüyor
olabilirsiniz. Fakat, telefonun kendi bataryasının verimini arttırmak için
neler yapılabilir?
İngiltere’deki University College London’dan kimya mühendisi
Paul Shearing’in belirttiğine göre; ilk olarak özellikle kullanmıyorken GPS ve Wi-Fi
servislerini kapatmak şarjın bitme süresinin bir miktar uzamasına yardımcı
oluyor. Bu ilk adımdan sonra, batarya verimin artırılabilmesi isin
yapılabilecek birkaç işlem daha var.
Akıllı telefonlar, içlerindeki uygulamaların güncel tutabilmek
için fazla miktarda enerji harcarlar. Sıklıkla kullanılmayan
uygulamaların arka plan yenilemelerini kapatmak, bu enerji kaybının en aza
indirilmesinde yardımcı olacaktır. Aynı konu, bildirimler için de geçerli.
Örneğin; sosyal medya hesaplarınıza gelen beğenmeler ve yorumlar anlık olarak
bir anlam ifade etmiyorsa, ya da gelen maillerinizi anlık olarak okuyup
cevaplamak gibi bir zorunluluğunuz yoksa, bu tarz uygulamaların bildirimlerini
kapatmanız enerji tasarrufunu artıracaktır.
Yukarıda yapılabilecek birkaç güç tasarrufu yöntemi dışında,
bataryanın şarjının bitme süresinin oldukça uzatılması tabii ki lityum-iyon
bataryaların kapasitesinin sınırlı olmasından dolayı imkansız. Ayrıca, Los
Alamos National Laboratory’den Lloyd Gordon’un belirttiğine göre, telefonun
hangi sıklıkla şarj edildiğinin ya da telefonun ne kadar uzun süre şarjda
bırakıldığının da batarya ömrünün bir ilişkisi yok.
Örneğin, telefonun kısa süre şarjda kalmasının bataryanın
şarjının daha uzun sürede bitmesini sağlayacağı sadece bir yanılgı. Belirli
noktalarda lityum-iyon bataryaların daha hızlı şarj olduğu gerçeği var. Yani,
telefonunuzu yarım saat şarj edecek vaktiniz varsa telefonun şarjı %50
iken şarj etmek, %30 iken şarj etmekten daha verimli olabilir,
telefonun şarjı %50 iken daha hızlı dolabilir. Fakat, telefonunun tam
olarak hangi anda şarj edileceğinin takibinin yapılmasının, yukarıda bahsedilen
verimlilik farkı oldukça düşük olduğundan çok da bir önemi yok.
Bu konudaki diğer bir yanlış anlaşılma da, telefonun gece
boyu şarjda bırakılması ile ilgili. Düşünülenin aksine telefonun bütün
gece şarjda bırakılması, Shearing’in belirttiğine göre, bataryanın ömrünü
azaltmıyor. Çünkü, batarya tam dolduktan sonra, daha fazla şarjı kabul
edemiyor. Birçok akıllı telefon üreticisinin ürünlerinin içerisine yerleştirdiği
sistemler sayesinde, telefon uzun süre şarjda kalsa dahi akımın kesilmesi
sağlanıyor. Yani bataryazarar görmüyor. Bu batarya düzenleme sistemleri
yalnızca bataryaya gelen akımın kesilmesini sağlamıyor, aynı zamanda batarya
içerisindeki enerjinin de çok fazla miktarda salınmasını engelliyor.
Yeni nesil cep telefonları özelliklerinden ve
sundukları hız performanslarından dolayı (işlemci ve ekran kaliteleri gibi. ) fazla
enerjiye ihtiyaç duyuyorlar. Lityum-iyon bataryalarının kapasitelerinin de kısıtlı
olmasından dolayı, şarj süresini uzatmak için yapılacak şeyler de kısıtlı.
Yani, yeni batarya teknolojileri mobil cihazlarda kullanılacak hale getirilene
kadar bu sorun devam edecek gibi görünüyor.
Kaynak: Elizabeth Palermo, ”Here’s How To Extend Your
iPhone’s Battery Life” Live Science Retrieved on 20 Dec 2015
from http://www.livescience.com/53151-how-to-extend-iphone-battery-life.html


Yorumlar